... ... Magic Kids Turkey Ana Okulu Magic Kids Turkey Kres ...

Geri

Okula Başlamak

Okula Başlamak

Kreşler, anaokulları ‘’Nasıl öğrenileceğini öğrenme’’ ortamlarıdır. Hayatımızın büyük bir bölümünü kaplayan öğrenme yaşantılarının temellerinin atıldığı programlar bu kurumlarda atılmaktadır. Oturma, dinleme, belirli bir göreve yoğunlaşma gibi temel becerileri bu kurumlarda kazanan çocukların daha sonraki eğitim öğretim yaşantılarına adaptasyonları kolaylaşmaktadır.

Çocuk eğitimi konusunda deneyimli öğretmenlerin yardımıyla çocukların sosyal, dil, motor, bilişsel becerilerin gelişimi desteklenir. Çocuk nasıl arkadaş edinileceğini, bir şeyleri elde edebilmek için sabırla beklemeyi, karşıdakine saygılı olmayı, paylaşmayı, vb. becerileri bu ortamda öğrenir. Bunu sağlayan ise çocuğun dikkatini, ilgisini nasıl çekeceğini ve onu nasıl cesaretlendireceğini bilen öğretmenleri ve sosyal öğrenme doğası gereği sınıfındaki arkadaşlarıdır. Yaşıtları ile kurduğu ilişki sayesinde ‘ben’ ve ‘başkası’ kavramlarının bilincine varır. Çocuğun yaşına uygun “oyunla eğitim” ihtiyacını karşılarken, onun ilkokul ile başlayacak uzun eğitim yolculuğu için donanımını güçlendirir.

Anaokuluna / kreşe başlamak henüz birkaç yıllık yaşam deneyimi olan bir çocuk için en önemli değişikliklerden biridir. Özel ilgi gördüğü, belki de yaptığı her şey için tebrik aldığı, ‘’tek ve özel’’ olduğunu hissettiği ailesinden ayrılıp kendisi gibi birçok çocuğun olduğu ve ilgiyi eşit şekilde tüm çocuklara dağıtmak zorunda olan yetişkin figürünün bulunduğu bir sosyal ortama adım atar. Ayrıca bu sosyal ortamda belki de evde hiç tanışmadığı kurallar, öğrenim hayatı boyunca hep karşılaşacağı hafif bir eğitim – yani disiplin vardır. Daha önce bunlarla hiç karşılaşmamış, aşırı koruyucu, hoşgörülü aile ortamından gelen bir çocuk için bu süreç daha yoğun kaygılarla yaşanabilir. Böyle bir ortamda yetişen çocuk için ilkeler kesin hatlarıyla belirlenmediğinden ‘etkinlik zamanı’, ‘oyun zamanı’, ‘yemek zamanı’ ya da uyku zamanı gibi sınırları çizilmiş etkinlikler çocuk için göze batan, rahatsız edici şeyler olmaya başlayabilir. Bu tutumdaki ailenin genel inancı çocuğun özgür bırakılmasıyla daha mutlu olacağı yönündedir. Halbuki belirli bir rutine, kurallı bir ortama sahip çocuklar daha rahat, huzurlu olmanın yanında, sınırlarını bildiği için ve davranışlarını da böylece kontrol edebileceğinden kendilerini güvende de hissetmektedirler.

Okula başlamadaki en önemli engel ‘ayrılma anları’ dır. Bu anlar çocuğun yapısı ve ailenin tutumu, vb. gibi birçok unsurdan etkilenir. Çocuğu bu sürece hazırlamak ve adaptasyonu daha rahat bir şekilde atlatabilmek amacıyla;

  • Aylar öncesinden çocuğu okul hakkında, orada neler yapacakları konusunda, neler olacağı konusunda zihinsel olarak hazırlayın. Hakkında hiçbir şey bilmediğiniz, daha önce görmediğiniz bir yere gittiğiniz anı hatırlayın. Kaygının en büyük sebeplerinden birisi; belirsizliktir, unutmayın!
  • Onu zihinsel olarak hazırlarken kendi çocukluğunuzdan örnek verebilir, okulda öğreneceklerinin onun günlük yaşamına ne gibi katkılarda bulunacağından bahsederek merak uyandırabilirsiniz.
  • Çocuğunuzu belirsizliğe hazırladığınız gibi siz de hazırlanın. Mümkünse daha önce bunu deneyimlemiş arkadaşlarınızdan, okuldaki uzmanlardan destek alarak sizi nelerin beklediğini öğrenin. Deneyimleri dinlerken, her çocuğun biricik olduğunu ve farklı savunma mekanizmaları olduğunu unutmayın.
  • İlk gün zamanı iyi değerlendirin. Telaşlı, stresli bir şekilde evden çıkan bir ebeveynin elinden tutan bir çocuğun ona uymayıp rahat olması imkansızdır. İş değiştirdiğiniz günü düşünün, yeni yeriniz hakkında sizden daha kaygılı ve stresini yansıtan birinin yanınızda olmasını ister miydiniz?
  • Giydireceğiniz kıyafetlerde özenli olun. Çok sıkıştığında düğmesini açamayacağı bir pantolon ilk gün için unutulmaz ve utanç verici bir anı olabilir.
  • Onu okula götürmeden önce ve sırasında kararlı olun. Sizinle işbirliğine yatkın olmayan diğer aile üyelerini ya işbirliğine ikna etmeye çalışın ya da bu süreçte uzak tutmaya çalışın. Okula gitmeyi reddeden bir çocuğa ‘Boşver gitmesin bugün’ diyen bir büyükanne, ‘Daha çok küçük nasıl gönderiyorsun’ diyen bir teyze ya da ‘Acaba’ diye tedirgin bir şekilde yüzünüze bakıp vazgeçmenizi bekleyen bir baba sizin işinizi daha da zorlaştıracaktır.
  • Bu yüzden okula adaptasyon sürecinde mümkünse çocuğun yanında bağımlı olmadığı ve daha net-kararlı olabilecek bir ebeveynin olmasını yeğleyin.
  • Anne ve babanın çelişkili tutumu gelecekteki ‘okul fobisi’ nin temeli olabilmektedir.
  • Eğer okulu daha önce hiç gezmemişse ilk gün okulu birlikte gezerek çocuğun sizinle ortamı tanımasına rehberlik edebilirsiniz. Hatta bu ilk günü ona hazırladığınız bu eğlenceli turla değerlendirebilirsiniz.
  • Zamanla çocuğun sizin yanınızdan ayrılarak ortamda öğretmeni ve arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmesi gerekecektir. Aşamalı olarak okulda geçireceği vaktin arttırılıp sizden uzaklaşacağı bir süreç başlayacaktır.
  • Gitme zamanı geldiğinde ona ne zaman döneceğinizi, bu süreçte onun neler yapacağını açıklayın. ‘’Oyun oynayacak, yemeğini yiyecek sonra biraz uyuyup (dinlenip) tekrar oyun oynayacaksın ve ben geleceğim’’ diyebilirsiniz. Yalan söyleyerek, yapamayacağınız şeyler için beklentiye sokmayın. ‘’Sadece arabayı çekip geleceğim’’ gibi onun aklını hafife alacak bir yaklaşıma girmeyin. Küçük bir çocuk bile bu işin 5 dakikadan daha uzun sürmeyeceğini bilir.
  • Onu öğretmenine teslim ederken geçen süreyi uzatmamaya çalışın. Uzun açıklamalara girip kafasını karıştırmak ona da size de yardımcı olmayacaktır.
  • Okula bıraktıktan sonra gün boyunca endişelenmek, kötü senaryolar yazmak onun gözyaşlarıyla dolu veda sahnesi ile birleşince direncinizi azaltabilir. Bunun yerine okulu arayarak bilgi almayı deneyin. Emin olun bu orda çalışanlar için ne ilk ne de son olacaktır, sormaktan çekinmeyin ve rahat olun.
  • Günün sonunda onu alıp eve giderken okulda gününün nasıl geçtiği ile ilgili merak içinde olabilirsiniz. Cevap alamazsınız, endişelenmeyin. Bazen çocuklar bunu paylaşmayı tercih etmeyebilirler. Böyle durumlarda öğretmeninden ya da birlikte oynayacağınız oyunlardan bilgi almaya çalışın.
  • Okula alışma döneminde ve hatta bazen sonrasında bile gelgitler yaşanabilir. İlk başta size el sallayarak öğretmeninin elinden tutup sınıfına giden bir çocuk bir süre sonra ağlayarak tepki vermeye başladığı gibi, başlarda ağlayarak okula giren bir çocuk da birkaç gün içinde güle oynaya okula girebilir. Kendinizi buna hazırlamak için en iyisi ne erkenden sevinin, ne de karamsarlığa kapılın. Sabırla ‘o gün’ ü; yani artık tüm bu sürecin istikrara ulaştığı günü beklemeyi tercih edin.

Uzman Psikolog Pelin KIRKPULAT